Yayın Yılı: 2013-2014
Yaratıcı: J.H. Wyman
Yapımcı: J.J. Abrams
Oyuncular: Karl Urban, Michael Ealy, Minka Kelly
Tür: Bilim Kurgu, Aksiyon, Polisiye
Sezon: 1 (İptal edildi)
Giriş: Bir Adım Sonrası Distopya
“Almost Human”, bizi 2048 yılına götüren, teknolojik ilerlemenin toplumsal yapıyı tamamen dönüştürdüğü bir dünyada geçen kısa ömürlü ama derin temalar barındıran bir bilim kurgu dizisi. Gözü pek dedektif John Kennex ve duygusal prototip android ortağı Dorian’ın hikayesi üzerinden, dizi insan-doğal ve insan-yapay sınırlarını sorgulayan bir altyapı kuruyor. Ancak bu altyapı, tam potansiyeline ulaşamadan kanalın iptal kararıyla sönüp gidiyor.
Yapay Zeka ve İnsanlık: Gerçekten “Neredeyiz”?
Dizinin kalbinde yatan soru: İnsan olmak ne demektir?
Dorian, DRN serisi bir android; duygusal zekâ ile donatılmış, empati kurabilen, vicdan geliştirebilen bir yapay zeka ürünü. Buna karşın, Kennex ise travmatik bir geçmişe ve yarı sibernetik bir bacağa sahip, sistemden kopmuş bir insan.
İkili arasındaki ilişki, yapay zekâların sadece algoritmalarla sınırlı olmadığı; hatta bazı insanlardan daha insani olabilecekleri fikrini işliyor. Bu bağlamda, dizi Blade Runner ve I, Robot gibi klasik yapımlara selam çakarken, kendine ait bir alan da açıyor.
Teknolojik Gerçekçilik ve Dünya İnşası
2048 yılı için tasarlanan dünya oldukça detaylı ve gerçekçi. Akıllı ev sistemlerinden, insan organı kaçakçılığına kadar uzanan suç skalası, geleceğin teknolojilerinin karanlık tarafına işaret ediyor. Polis teşkilatında her dedektife bir android verilmesi, yapay zekânın kamusal otoritede nasıl içselleştirildiğini gösteriyor.
Ancak burada küçük bir eleştiri getirmek gerek:
Dizi, oluşturduğu zengin dünyayı tam olarak işlemekte başarısız. Her bölümde başka bir teknolojik tehdide odaklanması, genel hikaye örgüsünün dağılmasına ve karakter gelişiminin yüzeyde kalmasına neden oluyor. Özellikle “Wall” (Duvar) gibi gizemli unsurlar çok az işleniyor ve cevaplanmamış onlarca soru bırakılıyor.
İkili Dinamik: Urban ve Ealy’nin Oyunculuğu
Karl Urban’ın, soğuk ama empatiye açık bir dedektifi canlandırması başarılı; ancak asıl yıldız Michael Ealy. Dorian karakteri, neredeyse her bölümde duygusal derinliği ve felsefi sorgulamalarıyla öne çıkıyor. “İnsan gibi hissetmek istiyorum” diyen bir android, izleyicinin yerleşik “insan tanımını” yerle bir ediyor.
Dizi boyunca geçen bazı diyaloglar gerçekten etkileyici:
Dorian: “İnsan olmak istiyorum, ama hatalı olma lüksüm yok.”
Kennex: “Bizim tek farkımız bu mu? Senin kusursuz olman mı?”
Bu tür diyaloglar, etik, yapay zeka hakları, polislik gibi kavramları birbirine bağlıyor.
Yapısal Sorunlar ve İptalin Gölgesi
Ne yazık ki “Almost Human”, yayın sıralaması karışıklığı, bölümler arası ton farkı ve senaryo derinliğindeki kopukluklar nedeniyle tam potansiyeline ulaşamadı. FOX’un diziyi yayın sırasını karıştırarak bölümleri farklı bir kronolojide vermesi, karakter gelişimini ve hikaye sürekliliğini olumsuz etkiledi.
Ayrıca dizinin derinlemesine işlemesi gereken konular – yapay zekâya etik yaklaşım, insan hakları, sistem eleştirisi – yüzeyde bırakıldı. 13 bölümde cevap bekleyen birçok soru cevapsız kaldı.
Sonuç: Kısa Ama Anlamlı Bir Yolculuk
“Almost Human”, keşke daha uzun sürseydi dedirten dizilerden biri. Derin felsefi alt metinleri, teknolojik gelişmelerin birey üzerindeki etkisini sorgulayan yapısı ve etkileyici oyunculuklarıyla dikkat çekiyor. Ancak yapısal hatalar, yayın politikaları ve senaryonun dağınıklığı yüzünden çok erken iptal edilerek bilim kurgu sevenlerin kalbinde buruk bir tat bıraktı.
“Bazıları polis doğar, bazıları yapılır” sloganı, aslında dizinin özeti gibi: Kimliğimizi belirleyen şey doğuştan mı gelir, yoksa yaşadıklarımız mı bizi şekillendirir?
Puanım: 7.5 / 10
Yüksek potansiyele sahip, ama tam olarak parlayamayan bir bilim kurgu eseri. Eğer felsefi bilim kurgulardan hoşlanıyorsanız ve karakter ilişkilerine önem veriyorsanız, “Almost Human” yine de izlemeye değer.