Tarihi olayları konu alan yapımlara hep bir zaafım olmuştur. Saray entrikaları, taht kavgaları, kraliçelerin ve kralların dönemin politik dengeleri içinde nasıl hayatta kaldığını izlemek gerçekten cezbedici geliyor. Ancak bazen karşımıza öyle diziler çıkıyor ki, tarihi arka plan sadece dekor gibi duruyor; senaryo ise tam anlamıyla modern bir gençlik dizisine dönüşüyor. Reign, maalesef benim için bu kategoride yer aldı.
İskoçya’nın Genç Kraliçesi Mary
Dizi, İskoçya Kraliçesi Mary Stuart’ın gençlik yıllarına odaklanıyor. Henüz çocuk yaştayken babasını kaybeden Mary, 15 yaşında tahta çıkar ve siyasi bir hamleyle Fransa Prensi Francis ile nişanlandırılır. Taht oyunları, diplomatik manevralar ve entrikalarla dolu bir yol onu beklemektedir. Bu yolculukta yalnız değildir; üç yakın arkadaşıyla beraber Fransa sarayına adım atar.
Buraya kadar kulağa oldukça ilgi çekici geliyor değil mi? Tarihi bir figürün gençlik yıllarını, stratejik evlilikler, siyasi planlar ve saray oyunları içinde izleyecekmişiz gibi hissediyorsunuz. Ancak dizi ilerledikçe anlıyorsunuz ki bu sadece bir yanılsama.
Beklentiler Yüksek, Gerçeklik Vasat
Reign’e ilk başladığımda “Belki farklıdır, bir şans vereyim,” dedim. İlk birkaç bölümde güzel kostümler, şatafatlı dekorlar, yüksek prodüksiyon kalitesi gözüme çarptı ama senaryo öyle yavan, öyle içi boş ilerlemeye başladı ki, bir yerden sonra “Ben ne izliyorum?” diye sorgulamaya başladım. Dizideki karakterlerin davranışları tarihsel gerçeklikten çok uzak, daha çok bir lise dizisindeki ergen diyaloglarını andırıyor.
Özellikle Mary, Francis ve Bash üçgeninde yaşananlar, tarihi bir olaydan çok, herhangi bir gençlik dizisinin aşk üçgenine benziyor. Kraliçe Mary ve Prens Francis’in yaşadığı aşk değil, adeta “göz göze geldik, aşık olduk, bir sonraki bölüm küstük” modunda ilerliyor. Bash karakteriyle yaratılmaya çalışılan gerilim ve rekabet ise oldukça zorlama ve yüzeysel.
Oyunculuklar ve Genel Hissiyat
Oyunculara haksızlık etmek istemem ama karakter derinliği olmayan bir senaryoda oyuncuların da performansı bir yere kadar etkileyici olabiliyor. Adelaide Kane (Mary) ekrana oldukça yakışıyor ama senaryo o kadar fazla ‘aşk mı taht mı’ sorunsalı içinde dönüyor ki, karakterini inandırıcı kılmak neredeyse imkânsız hale geliyor. Prens Francis rolündeki Toby Regbo da aynı şekilde sığ bir yazımın kurbanı.
Tarihsel Tutarlılık mı? Unut Gitsin
Eğer bu diziyi “tarihi dizi” olarak izlemeyi planlıyorsanız, üzgünüm ama büyük hayal kırıklığı yaşayacaksınız. Tarihi olaylar çok serbest bir şekilde yorumlanmış, çoğu zaman tamamen kurgusal bir zemine kaymış. Karakterler günümüz gençleri gibi davranıyor, konuşmalar bile modern bir tonda. Dönemin siyasi atmosferi, savaşları, dini çatışmaları tamamen arka plana itilmiş.
Dizinin müzikleri bile bu durumu özetliyor: Rönesans döneminde geçen sahnelerde indie pop tarzında müzikler çalıyor. Bu tarzı sevenler için hoş bir detay olabilir ama tarihi atmosferi baltaladığı da bir gerçek.
Kime Hitap Ediyor?
Dizinin en büyük hedef kitlesi belli: 15-25 yaş arası genç kadın izleyici kitlesi. Daha çok romantik ilişkiler, aşklar, kıskançlıklar ve sırlarla dolu bir saray ortamı içinde sürüklenmek isteyen izleyici için biçilmiş kaftan. Eğer “kostüm+entrika+romantik gerilim” kombinasyonunu seviyorsanız, belki size göre olabilir.
Ancak benim gibi tarihi dokusuna, karakter gelişimlerine, dönem atmosferine ve siyasi derinliğe önem veren biriyseniz, bu dizi size sadece hayal kırıklığı getirir.
Sonuç: Reign için Hüküm
Reign, tarihi bir şahsiyetin hayatını anlatıyor gibi yapıp, aslında pembe dizilerin kalıbına sıkışmış bir gençlik dramıdır. Dizideki entrikalar, tarihi gerçeklikten çok magazinsel düzeyde ele alınmış. Kral ve kraliçelerin ciddi kararlarının yerini, ergen tartışmaları ve ilişkiler almış durumda.
Görsellik, kostüm ve dekor açısından tatmin edici olsa da, senaryo ve karakter gelişimi açısından oldukça zayıf bir yapım. Vakit darlığı yaşayan, kaliteli içerik arayan izleyici için önerebileceğim bir dizi değil. Ama “kostümlü aşk üçgenleri, gençlik saray dramaları” benim alanım diyorsanız, belki birkaç bölüm izleyip kendi kararınızı verebilirsiniz.